26 Mayıs 2014 Pazartesi

Köşe Yazılarım - 16: Yoklar Serisi



Herkese merhaba!!

Bu hafta köşemde Yoklar serisine yer verdim. 

Diğer köşe yazılarım için tık tık!!

Keyifli okumalar!!


Hepimizin, çocuk ya da ergen hiç fark etmez ama büyüme aşamasındayken ebeveynlerimizle sorunlarımız olmuştur. Ödev yapmamayı, rahat rahat televizyon seyretmeyi, dilediğimiz kadar abur cubur yiyip bilgisayarda oyun oynamayı istemişizdir. Peki ya bu isteklerimiz bir gün gerçek olursa? 

Michael Grant’ın Yoklar serisi, 15 yaşından büyük herkesin birden yok olması ile başlamakta ve bunun yarattığı sorunlarla devam etmektedir. Kitabın ilk başları biraz durağan geçmektedir. Çünkü; çocuklar ne olduğunu anlamaya çalışıyor, hiç bir şey bilmiyorlar ve kasabada tam bir kaos ortamı mevcut. Caine ve arkadaşları ortaya çıktığı zaman kitap birden durağanlıktan çıkmakta ve elinizden bırakamayacak kadar sürükleyici bir hal almaktadır. 

Kim bu Caine ve arkadaşları? Kasabada iki tane okul vardır. Birincisi normal öğrencilerin (öne çıkanlar; Sam, Astrid, Edilio, Quinn, Mary vs.) gittiği okul, ikincisi ise Caine ve arkadaşları (öne çıkanlar; Diana, Drake, Jack vs.) gibi sorunlu öğrencilerin gittiği okul olan Coates. Tüm yetişkinler ortadan yok olunca normal okula giden öğrenciler ile Coates’li öğrenciler karşı karşıya kalmaktadır. 

Kitabın en sevdiğim yanı tek bir kahramana odaklanmadan yazarın herkesi anlatabileceği kadar ayrı ayrı anlatması oldu. Mesela Sam’i anlatırken bir başka sayfada Diana’dan bahsetmesi, Caine’i anlatırken arada Lana’yı anlatması kitabın daha da sürükleyici olmasını sağlamıştı.
Yetişkinlerin ortadan kaybolmasıyla beraber etrafta ve çocukların bazılarında çok büyük değişiklikler olmaktadır. Yılanlar uçabilmekte, martıların pençeleri var ve çakallar insanlarla konuşabilmektedir. Çocuklara gelince , Sam’in ellerinden şimşekler çıkmakta, Lana bir dokunuşla insanları iyileştirebilmekte, Caine eşyaları telekinatik yeteneği ile hareket ettirebilmektedir.  

Kasaba ise bir bariyerle çevrilmiştir. Ne dışarı çıkabiliyorlar ne de dışarıdan birisi içeri girebilmektedir. Sanki çocuklar birer balık ve kavanozun içinde hapsolmuş gibi.
Serinin ikinci kitabı Açlık’da çocuklar yiyecek bulma sıkıntısına girmişlerdir. İlk kitapta tüm yemekleri düşünmeden ziyan eden çocuklar artık açlıkla mücadele etmektedirler. Bir yanda mutasyona uğrayan çocuklar, diğer yanda kendisinde hiçbir değişiklik olmayan çocuklar. Açlığa bir de savaş eklenince çocuklar için daha da zor zamanlar başlamıştır. 

Yalanlar serinin üçüncü kitabıdır. Yetişkinler tam yedi aydır yoklar ve çocuklar çok çaresiz durumdalar. Özellikle, ölümün tek kurtuluş çaresi olduğuna inanların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Heyecan hız kesmeden devam ederken, merakla kitabın sonuna geleceksiniz.
Serinin dördüncü kitabı Veba’dır. Gençler ve çocuklar her şeye rağmen hayatta kalmayı başarmışlardır. Savaş, açlık, yalanlar onları pes ettirmeye yetmemiştir. Bulaşıcı, ölümcül bir hastalık çocukları yok edecek midir?

Beşinci kitap Korku’dur ve altıncı kitap henüz Türkçe’ye çevrilmemiştir.  

Seri ilk başlarda gençlik romanı gibi gelmişti bana ama okudukça öyle olmadığını anladım. Özellikle çocukların yaşından büyük konuşmaları ve hareket etmeleri bunda etkili oldu.
Okurken aklıma izlediğim birçok dizi geldi. Kitabın çıkış tarihi ve dizileri karşılaştırmadım ama bu kitaptan birçok farklı dizi ya da dizilerden bu kitap çıkmış olabilir. Çocukların farklı özellikleri olmasını Heroes’a, ilk kitap Yoklar’ın başlarında çocukların  toparlanmasını, lider konuşmasını Lost’a, bariyerin ortaya çıkmasnı The Legend of The Seker’a ve örnek verebileceğim birçok yerle de Revolution’a benzettim. 

Yoklar; fantastik severlerin hızla bitirebileceği, sürükleyici, heyecan verici ve merak uyandırıcı bir seridir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...